Math Science Chemistry Economics Biology News Search
Türkiyemiz volkanizma bakimindan oldukça zengin bir ülkedir.
Bu zenginligin en önemli parçalarindan biri de süphesiz ki Erciyes Dagi’dir.
Iç Anadolu Bölgesi’nde Kayseri’ye yaklasik 20 km uzaklikta bulunan ve Kayseri’nin güneyinde yer alan Erciyes Dagi sönmüs bir volkan dagi olarak 3916 m yüksekligi, 1100 km2 yi geçen alani ile Kayseri’nin güzelligini taçlandiran dogal bir tabiat zenginligidir.
Erciyes’in olusumu üç evre halinde gerçeklesmistir.
Bu evreler yaklasik 20 milyon yil önce baslamistir.
Erciyes tabakali volkan olarak yükselmistir. Erciyes Dagi’nda bugünkü ana volkan konisi, lavlarin püskürmesi sirasinda iç basinç sonucu parçalanmasiyla açilan çukurda olusmustur.
Bu dönemde volkandan püsküren küller, rüzgar etkisiyle kilometrelerce uzaklara tasinmistir.
Bu bölgelerde bugünkü Nevsehir-Ürgüp civarindaki Kapadokya olmustur.
Bu genis ölçülü püskürmelerden sonra volkanizmada sakin bir dönem baslamistir.
Bu evrede yer kabugu hareketleri ile arazide kirilmalar, çökmeler ve yükselmeler olmustur.
Yeniden baslayan püskürmelerde ana koninin bacasindan öikan farkli türdeki volkanik taslar üstüste yigilarak dagn daha da yükselmesine sebep olmustur.
Bundan dolayi Erciyes Dagi tabakali volkan (stratovolkan) özelligindedir.
Meydana gelen bu püskürmler sonucu Lifos Tepesi (2509 m), Yilanli Dagi (1643 m), Kolenli Dagi (2680 m), Yilband Dagi (1643 m) gibi irili ufakli pek çok tali volkan konisi olusmustur.
Günümüzden yaklasik 1,5 - 2 milyon yil önce baslayan IV. Zamanin (Kuaterner dönemi) sonlarinda yurdumuzdaki yüksek daglarda oldugu gibi, Erciyes Dagi’nin yüksek kesimlerinde sirk(1) gölleri olusmustur.
Bu devrin tamamlanmasiyla Erciyes’te yeni volkanik püskürmeler meydana gelmistir.
Erciyes Dagi’ndaki volkanik faaliyetlerin günümüzden yaklasik 2000 yil öncesine kadar devam ettigini arastirmalar sonucunda bilim adamlari kanitlamistir.
Iste Doga Harikasi Kapadokya:
Erciyes dagi Kapadokya’nin olusumunda önemli bir rol oynadigi giib bununla birlikte diger bir çok volkanlarin püskürmesi de bölgenin olusumuna katki saglayan etkenlerdir.
Bu püskürmeler 10 milyon yil önce baslayip günümüze kadar devam etmistir.
Yanardaglardan püsküren lavlar; göller, akarsular ve platolar kalinligi ortalama 100 metre ve sertlikleri farkli tüf tabakalarini olusturmustur.
Plato siddeti daha düsük volkanlardan püsküren malzemelerle sürekli olarak degisime ugramistir.
Kapadakya cografasini sekillnediren en önemli iki güçten biri de yagmur sularinin ve rüzgarin bu tüf(2) tabakalarini olusturmasidir.
Dik yamaçlardan büyük bir hizla inen sel sulari sert kayaçlari çatlatmis ve kayalarin koparak kütleler halinde birbirinden ayrilamsina sebep olmustur, Sel sularinin bu kadar kuvvetli olmasinin snednei bu yöndeki bitki örtüsünün azligi, yari kurak iklim ve kalin tüf tabakalarinin geçirimsiz bir yapiya sahip olmasidir.
Bu kayalarin kolay asinan malzemlerden olusan bölümü yine sel sularin etkisiyle zamanla derin bir sekilde oyulmustur.
Böylece kayalarin üst kisminda bulunan bazalttan olusan sapkasi ile koni seklindeki gövdeler meydana gelmistir.
Kapadokya’nin olusumunda ikinici güç olarak bahsettigimiz yagmur sularinin yaninda asinmaya dirençli bazaltin varligida önemlidir.
Sapka görevi yapan bazalt(3) asinmayi azaltmakta peri bacalarinin ömrünü uzatmaktadir.
Ayrica peri bacalarinin olusumunda rüzgarlarinda etkisinin oldugu bilinmektedir.
Kapadokya bölgesindeki peribacalarinin sekillerini inceleyecek olursak genel olarak sapkali peribacalari konik gövdelidir.
Tepe kisimlarindaki kaya blok seklinde bulunur.
Gövdeleri ise tüf ve volkan külünden olusmus kayaçtan meydana gelmistir.
Sapka kismi da ignimbirit ve lahar gibi daha sert ve dayanikli kayaçlardan meydana gelmistir.
Bundan da anlasilacagi üzere sapka kismi gövdelerinden daha kuvvetlidir.
Peribacalarini görünüm olarak siniflandirirsak üç sekilde ele alinir.
Bunlardan birincisi ucu sivri kursun kalem görünümündedir ve bu tam olusmus bir peri bacasidir.
Ikincisi ise üzerinde tas parçalari bulunan koni seklinde bir yapiya sahip oldugu için mantara bezer ve son olarak üçüncüsü de kenarlari dik bir sekilde uzanan sivri bir tepeye sahip ve ayi zamanda yuvarlak çevrelidir.
Kapadokya bölgesi, olusumundan bu yana sayisiz yerli ve yabanci turistin ilgisini çekmis ve bu turistlere ev sahipligi yapmistir.
Kapadokya içinde pek çok tarihi ve kültürel yerleri barindiran bir urizm sehridir.
Bölgedeki kiliseler ve yeralti sehirleri en ilgi çekici yerlerdir.
Bu yerler bir çok turist tarafindan ziyaret edilir.
Bu yer alti sehirlerinden önemli iki tanesinden bahsedelim.
Bu yer alti sehirlerinin en genis ve en derinidir. 83 m derinliginde olup 8 kata sahiptir. Bu yer alti sehrinde mutfak, yemekhaneler, ahirlar ve sirahane gibi bir insanin yasamini saglayabilecegi mekanlar vardir.
Hatta diger yer alti sehirlerinde bulunmayan misyoner okulu bile bulunur. Buranin diger ilginç bir özelligi ise 55 m derinlikte bir havalandirma bacasina sahip olmasidir. Bu bacalar su kuyusu olarak da kullanilir.
Bu su kuyularinn bacalari, geçmiste yapilan kusatmalarda sehrin asagisina inemeyen düsmanin sulari zehirlememesi için yeryüzüne açilmazmis.
8 katli bir yer alti sehridir. Ilk olusumunda tam anlamiyla bir yer alti sehri degildir ama daha sonra Roma ve Bizans dönemlerinde de diger alanlarin oyulmasiyla bir yer alti sehri haline getirilmistir.
Burda da genellikle yer alti sehirlerinde görüldügü gibi giriste ahir bulunur.
Bununla birlikte kilise ve diger yasama mekanlarina geçmek için pek çok koridor bulunur. Kilise olarak kullanilan yer büyüktür.
Bitisiginde de kilise görevlileri için yaptirildigi düsünülen bir mezarlik vardir.
Bununla birlikte sarap depolari, erzak depolari, mutfaklar ve oturma alanlarindan olusan mekanlar da 3. katta bulunur.
Bugün bu yer alti sehrinin 4 kati ziyarete açiktir.
Kaymakli yer alti sehri de Kapadokya’nin en genis ve en çok nüfus barindiran yer alti sehirlerinden biridir.
Bölgenin en büyük kaya kilisesidir.
Tokali kilisesi 4 mekandan olusur; Tek Nefli Eski Kilise, Yeni Kilise, Eski Kilise’nin altindaki kilise ve Yeni Kilise’nin kuzeyindeki yan sapeldir.
Burada dogum, ziyaret, masum çocuklarin öldürülmesi, Isa’nin mabede takdimi, Isa’nin cehenneme inisi, Isa’nin göge çikisi gibi tasvirler bulunur.duvarlarinda bu bahsettigimiz tasvirlerin çizimine sik sik rastlanir.
En çok da Isa’nin mucizelerine ait tasvirler yer alir.
Meryem Ana Kilisesi de Tokali Kilisesi’nin arkasinda olup önemli kiliselerdendir.
Oldukça dik bir yamaçta yer alir. Burada da digerlerinde oldugu gibi aziz figürleri, Meryem’in ölümü, Isa çarmihta gibi aziz tasvirler bulunmaktadir.
Kilise, incil siklusunun dört sahnesi ni de içerir.
Bunlardan dolayi önemlidir.
Sirk(1): Yüksek daglarda buzullarin etkisile olusmus küçük çukurluklar;
Tüf(2): Volkan külü;
Bazalt(3): Sert.
English