Math Science Chemistry Economics Biology News Search
Satışa sunulan ilk fotoğraf makinesi Joseph Nicephore Niepce ile işbirliği yapan Louis Daguerre tarafından geliştirilen daguerrotip adı verilen görüntüyü dondurabilen makineydi. Gümüşle karıştırılmış bakır bir levha farklı kimyasal işlemlerden geçirilip makine içine yerleştiriliyordu. Poz verme süresi ışığın durumuna göre 5 ile 40 dakika arasında değişiyordu. Makineden çıkarılan levha 47,50 °C ısıdaki cıva bulunan bir tepsinin içine koyulana kadar herhangi bir görüntü oluşmuyordu.
İngiliz bilgini William Henry Fox Talbot oluşturulan bu levhayı çeşitli kimyevi maddelere batırarak ışığa karşı duyarlı bir kağıt yapmayı başardı. Ama bu kağıtlardan elde edilen negatifler yetersizdi ve kısa sürede kararıyordu.1839’da Sir John Harschel, Talbot’un bu çalışmaları için ilk defa fotoğraf kelimesini kullandı. Bir süre sonra da negatifleri pozitife çevirmeyi başardı. 1840 yılında Profesör Joseph Petzual, ışığı on altı kere daha kuvvetli geçiren bir çift mercek kullandı ve bu sayede pozlama süresi kısaltıldı. Taşınması zor büyük makinelerden kurtuluş 1852 yılında satışa sun
on poz çekebilen bromür kaplı jelatin rulolar bulunduran makinelerle gerçekleşti. Bu makineler fotoğraf çekildikten sonra fabrikaya gönderiliyordu. Burada jelatin film kağıttan ayrılarak cam üzerine yerleştiriliyordu. Aynı zamanda makineye yeni film doldurularak makine sahibine geri gönderiliyordu. Bu sistemin gerçekleştirilmesiyle birlikte amatör fotoğrafçılığın temelleri atılmış oldu.
Günümüz makineleri SLR (Single Lens Reflex)’ler hem odaklamayı hem de görüntüyü oluşturmayı sağlar. Bu makinelerde görüntüyü ekranda görebilir ve dijital ortamda düzeltmeler yapabiliriz. Karanlık kutunun temel yapısı, günümüzün bu gelişmiş fotoğraf makineleri için de geçerlidir.Her alanda olduğu gibi fotoğraf makineleri de teknolojiye uyum sağlayarak bugün ki modern halini almıştır.