Math Science Chemistry Economics Biology News Search
John Lennon bir röportajında Hayat, siz başka planlar yaparken başınıza gelenlerdir demiştir. Mühendislik bilimleri öğrencisi olmak hayatınızı ciddi anlamda kültür üzerinde düşünemeyecek kadar yoğun bir hale dönüştürür. Siz bir şeyler atıştırmak için bile zaman olmadığını düşündüğünüz anda bilim ve teknolojiye düşkün olduğunu bildiğiniz biri sizin reddedemeyeceğiniz bir kültürel meydana okumayla karşınıza çıkarsa bunu bilmek gerçekten tuhaftır. Neden? Söylemesi güçtür. Belki uzman denetimli bir Avrupa Dergisi olmak yeni bir şey olduğundan yada bizim meydan okumaları sevdiğimizdendir. Böylece biz fark ettik ki hayal dahi etmediğimiz bir şeyi yapıyoruz: Makalenin ön hazırlığını yapmak için üç hafta sonu belgelendirme ve üç hafta sonu da verileri birleştirmekle uğraşmak için üç hafta sonu belgelendirme ve üç sonu da kelimleler başta bizim söylemeyi düşündüğümüz şeyleri söylemeye başladı. Sonra kendimize daha saygıyla bakmaya başladık, hayat daha güzel görünmeye başladı; ama bu rüya devam etmeyecekti. Bize meydan okuyan aynı kişi koşmamız gereken yolu göstererek bizi yeryüzüne döndürdü: daha çok yolumuz var... Şimdiden biraz tecrübe
ve bol miktarda coşku ile başyazıya yaklaşıyorduk. Zor olmamalıydı ve bir konuya odaklanmışken zamanın ne kadar çabuk geçtiğini görmek inanılmazdı. Tüm çaba ve harcanılan onca zaman yeni bir yazma tutkusu meydana getirdi ve adım adım taslağımız bizim duygusal ve kültürel zenginliğimize göz kırparak başyazıya dönüşmeye başladı. Bu takım çalışması yöntemi birbirimizin sanatsal yeteneklerini ve gizli hassasiyetlerimizi keşfetmemizi sağladı ve bize karmaşık bir görevi başarma ölçütünü verdi.
Bizim önceki yayın kurulunun coşku desteğini almak gibi bir avantajımız vardı ve böylece planlanmamış faaliyetlerin planlanmış faaliyetlerden daha önemli olabileceğini görmek bizi şaşırttı ve önemin burada bir bağlılık işlevi olduğu vurgulanabilir.
Bir öğrenci olarak boş zamana ulaşmak faaliyetlerinizi dikkatli bir şekilde sınıflandırmanız anlamına geliyor ve her türlü öznel kriter buna konu olabilir. Eğer bir yıl önce birisi kalkıpta bize bir gün gelecek boş zamanımızı bir proje üzerinde seve seve çalışarak geçireceğimizi
söyleseydi ona son derece şüpheli gözlerle bakardık (tabi eğer ona bakarsak).
EP dergisi için çalıştığımız süre içinde teknoloji ve cihazların dünyasını unuttuk, modellerden ve algoritmalardan, planlı proje bitiş tarihlerinden uzaktık ama takım çalışması ve iş birliğinin anlamını keşfettik. Anladık ki hangi alanda çalışırsak çalışalım kendi yaşıtlarımıza dahi sesimizi duyurmak için daha sorumlu davranmamız ve deneyimlerimizi takımımızla paylaşmamız gerekiyor.
Eski bir Romanya ata sözü der ki; pratik yapmak öğrenmeyi besler. Kesinlikle EP Dergisi ailesinde çok şey öğrendik ve öğrenmeye devam edeceğiz.